Tarihte Bugün 9 Kasım: Bir İmparatorluğun Çöküşü, Bir Utancın Doğuşu ve Bir Duvarın Yıkılışı! İşte O Gün!
9 Kasım, özellikle Almanya için "Kader Günü" (Schicksalstag) olarak bilinir; aynı günde hem ulusal utancı hem de ulusal zaferi barındıran, tarihin en ironik ve yoğun günlerinden biridir.Tarih takviminde bazı günler, diğerlerinden daha ağır bir yük taşır. 9 Kasım, bu günlerin belki de en çarpıcı olanıdır. Sadece Almanya'nın değil, tüm Avrupa'nın kaderini defalarca yeniden yazan bu tarih, 20. yüzyılın siyasi laboratuvarı gibidir. Bir ulusun en karanlık anlarına ve en aydınlık zirvesine aynı takvim yaprağında tanıklık etmesi, tarihin ne kadar ironik ve karmaşık bir olgu olduğunu gösterir.
Bu tarih, bir imparatorluğun çöküşüyle başlayıp, faşizmin ilk adımlarına, ardından Yahudi soykırımının en acımasız provalarından birine ve nihayetinde Soğuk Savaş'ı bitiren o mucizevi ana ev sahipliği yapmıştır. 9 Kasım'ı anlamak, modern Almanya'yı ve dolayısıyla modern Avrupa'yı anlamak için kritik bir öneme sahiptir. Bugün, 20. yüzyılı şekillendiren o dört büyük 9 Kasım olayının derinliklerine iniyoruz.
1918: İmparatorluğun Sonu ve Cumhuriyet'in Doğuşu
Her şey 9 Kasım 1918'de, Birinci Dünya Savaşı'nın son günlerinde başladı. Almanya, savaşı kaybetmişti. Cepheler çökmüş, halk açlık ve sefalet içindeydi. Savaşın bittiğini kabul etmek istemeyen Alman Yüksek Komutası'nın son bir "intihar" görevi emri vermesi üzerine Kiel'deki denizciler isyan bayrağını çekti. Bu isyan, birkaç gün içinde Berlin'e ulaştı ve "Alman Devrimi" (Novemberrevolution) ateşini yaktı.9 Kasım sabahı, Berlin sokakları grevci işçiler, askerler ve devrimcilerle doluydu. Artık halkın gözünde hiçbir meşruiyeti kalmayan Kaiser II. Wilhelm, Hollanda'ya kaçmak üzere tahttan çekildiğini duyurdu. Aynı günün öğleden sonrası, Almanya'da iki farklı cumhuriyet ilanıyla tam bir kaosa sahne oldu. Sosyal Demokrat Partili Philipp Scheidemann, Reichstag (Meclis) binasının balkonundan, kalabalığa "Alman Cumhuriyeti"ni (sonradan Weimar Cumhuriyeti adını alacak) ilan etti. Sadece iki saat sonra, komünist lider Karl Liebknecht, Berlin Şehir Sarayı'nın balkonundan "Özgür Sosyalist Cumhuriyet" ilanında bulundu.
Birinci Dünya Savaşı'nı bitiren, monarşiyi yıkan ve Almanya'yı kaotik bir demokrasi deneyimine sürükleyen gün, 9 Kasım 1918'di. Ancak bu kaotik doğum, sadece beş yıl sonra kendi şeytanlarını yaratacaktı.
1923: "Birahane Darbesi" (Beer Hall Putsch)
Weimar Cumhuriyeti'nin ilk yılları hiperenflasyon, siyasi istikrarsızlık ve aşırı sağcı grupların yükselişiyle geçti. 1923'te, o zamanlar pek tanınmayan, Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi'nin (NSDAP) lideri Adolf Hitler, bu kaostan faydalanmak istedi.8 Kasım'ı 9 Kasım'a bağlayan gece, Hitler ve silahlı SA birlikleri, Münih'teki bir bira salonunda (Bürgerbräukeller) Bavyeralı liderlerin bir toplantısını bastı. Havaya ateş açarak "Ulusal Devrim" ilan eden Hitler, Berlin'deki hükümeti devirmek için bir yürüyüş planladı. 9 Kasım sabahı, Hitler ve yaklaşık 2000 Nazi destekçisi, Münih sokaklarında yürüyüşe geçti. Ancak Bavyera polisi ve ordusu tarafından yolları kesildi. Çıkan çatışmada 16 Nazi ve 4 polis memuru hayatını kaybetti.
Hitler'in "Birahane Darbesi" tam bir fiyaskoyla sonuçlandı. Hitler tutuklandı ve vatana ihanetten yargılandı. Ancak bu başarısızlık, ironik bir şekilde, onun ulusal bir figür haline gelmesinin ilk adımı oldu. Yargılanma sürecini bir propaganda sahnesine dönüştüren Hitler, "Kavgam" (Mein Kampf) kitabını hapishanede yazdı ve on yıl sonra iktidara gelecek olan hareketinin tohumlarını bu başarısız 9 Kasım gününde attı.
1938: "Kırık Camlar Gecesi" (Kristallnacht)
Hitler'in iktidara gelmesinden beş yıl sonra, 9 Kasım 1938'de, Almanya tarihinin en karanlık ve en utanç verici anlarından biri yaşandı. Naziler, Paris'te bir Alman diplomatın Yahudi bir genç tarafından öldürülmesini bahane ederek, Almanya ve Avusturya'daki Yahudilere karşı organize bir pogrom (katliam) başlattı.O gece, SS ve SA birlikleri, sivil kıyafetli parti üyeleriyle birlikte sinagogları, Yahudilere ait dükkanları, evleri ve mezarlıkları hedef aldı. 9 Kasım'ı 10 Kasım'a bağlayan gece boyunca en az 267 sinagog yakılıp yıkıldı, 7.500'den fazla dükkan yağmalandı ve binlerce ev tahrip edildi. Sokaklar, kırılan vitrin camlarıyla dolduğu için bu korkunç geceye "Kırık Camlar Gecesi" (Kristallnacht) adı verildi.
Ancak asıl dehşet sadece maddi hasar değildi. En az 91 Yahudi o gece sokaklarda katledildi. Daha da kötüsü, bu olay, bir sonraki aşamanın habercisiydi: O gece ve takip eden günlerde, 30.000'den fazla Yahudi erkek tutuklanarak Dachau, Buchenwald ve Sachsenhausen gibi toplama kamplarına gönderildi. Kristallnacht, Nazi rejiminin Yahudilere yönelik ayrımcılık politikasından, organize ve kitlesel şiddete (Holokost) geçişinin geri dönülmez noktası oldu. 9 Kasım, Almanya'nın vicdanındaki en derin yara izlerinden biri haline geldi.
1989: Utanç Duvarı'nın Yıkılışı (Fall der Berliner Mauer)
Tarih, 9 Kasım'a yüklediği bu ağır utanç yükünü, tam 51 yıl sonra yine bir 9 Kasım günü, mucizevi bir şekilde dengeleyecekti. 1989 yılına gelindiğinde, Doğu Almanya (DDR) ekonomisi çökmüş, halk özgürlük talebiyle sokaklara dökülmüştü. Sovyetler Birliği'nin çatırdamasıyla birlikte, Macaristan gibi diğer Doğu Bloku ülkeleri sınırlarını Batı'ya açmaya başlamıştı.9 Kasım 1989 akşamı, Doğu Alman Politbüro sözcüsü Günter Schabowski, sıkıcı bir basın toplantısı düzenliyordu. Toplantının sonunda, eline tutuşturulan ve seyahat kısıtlamalarını hafifleten yeni bir kararnameyi okumaya başladı. Bir gazetecinin "Bu ne zamandan itibaren geçerli?" sorusuna, notlarına tam hakim olamayan Schabowski, "Bildiğim kadarıyla... derhal, gecikmeksizin (sofort, unverzüglich)" cevabını verdi.
Bu sözler, televizyonlardan canlı yayınlanıyordu. "Sınır açıldı!" haberi kulaktan kulağa yayıldı. Saatler içinde on binlerce Doğu Berlinli, "Utanç Duvarı" olarak bilinen Berlin Duvarı'ndaki sınır kapılarına akın etti. Ne yapacağını bilmeyen şaşkın sınır muhafızları, üstlerinden bir emir alamayınca ve kalabalığın baskısına dayanamayınca, o gece 22:30 sularında Bornholmer Strasse'deki ilk bariyeri açmak zorunda kaldılar.
O an, Soğuk Savaş'ın bittiği andı. Yıllardır birbirini görmeyen aileler gözyaşları içinde kucaklaştı, insanlar duvarın üzerine tırmanıp çekiçlerle parçalamaya başladı. 28 yıl boyunca bir şehri, bir milleti ve bir dünyayı ikiye bölen "Demir Perde", bir bürokratın yaptığı bir hata sayesinde, tek bir kurşun atılmadan, bir 9 Kasım gecesi yıkıldı. Bu olay, sadece Almanya'nın yeniden birleşmesinin değil, tüm Avrupa'nın özgürleşmesinin de sembolü oldu.
9 Kasım'ın Diğer Yankıları
Bu dört büyük olayın gölgesinde kalsa da, 9 Kasım takvim yaprağı başka önemli anlara da sahne olmuştur. 1965'te ABD'nin kuzeydoğusu ve Kanada'nın bir kısmını etkileyen "Büyük Kuzeydoğu Elektrik Kesintisi" (Great Northeast Blackout) yaşanmış, 30 milyon insan karanlıkta kalmıştır. 1985'te, 22 yaşındaki Garry Kasparov, vatandaşı Anatoly Karpov'u yenerek dünyanın en genç satranç şampiyonu olmuş ve bir efsane doğmuştur. 1993'te ise, Bosna Savaşı'nın acımasızlığının bir sembolü olarak, Mostar'daki tarihi Stari Most (Mostar Köprüsü) Hırvat topçuları tarafından kasıtlı olarak yıkılmıştır.Sizce tarihte 9 Kasım kadar ironik, hem trajedi hem de zaferi bir arada barındıran başka bir gün var mı? Bu olaylardan sizi en çok hangisi etkiliyor? Yorumlarda düşüncelerinizi bizimle paylaşın!