Neler yeni

Tarihte Bugün 27 Ekim

📢 KralForum’a Hoş Geldiniz!

Sadece üyelere özel içeriklere erişmek ve topluluğumuzun bir parçası olmak için şimdi ücretsiz üye ol. 👉 Hemen aramıza katıl, sohbetlere dahil ol ve ayrıcalıkları keşfet!

Charizma

KFN Forum Sahibi
Katılım
10 Ağustos 2025
Mesajlar
2,201
Tepkime puanı
3,508
Puanları
200
Konum
BURSA
Burcum
♑ Oğlak
Konu Sahibi

Tarihte Bugün: 27 Ekim'in Siyasi Kırılmaları ve Toplumsal Yankıları​

Tarih takvimi, bazen sıradan gibi görünen günlerin aslında ne kadar büyük dönemeçlere ev sahipliği yaptığını gösteren bir bilgelik aynasıdır. 27 Ekim, dünya haritasını değiştiren bağımsızlık ilanlarından, bir ulusun kaderini belirleyen diplomatik hamlelere; toplumsal patlamalara yol açan trajedilerden, entelektüel dünyayı sarsan siyasi tasfiyelere kadar pek çok kritik olayın kesişim noktasıdır. Bu tarih, siyasi iradenin, toplumsal adaletsizliğin ve ulusal kimlik arayışlarının nasıl iç içe geçtiğini gösteren çarpıcı bir örnek olarak karşımızda durmaktadır. 27 Ekim'in tarihsel katmanlarını incelediğimizde, özellikle Türkiye, Avrupa ve Orta Asya'da yankıları bugüne ulaşan olaylara tanıklık ederiz.

tarihte-bugun.jpg

1922: Lozan Yolunda Stratejik Hamle ve Saltanatın Sonu​

27 Ekim 1922, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesini ve diplomatik bağımsızlığını perçinleyen en önemli günlerden biridir. Milli Mücadele'nin askeri safhası, Mudanya Mütarekesi ile fiilen sona ermiş, sıra siyasi ve diplomatik hesaplaşmaya, yani Lozan'a gelmişti. Ancak İtilaf Devletleri (İngiltere, Fransa, İtalya), yeni Türk devletinin egemenliğini kırmak ve masada bir "ikilik" yaratmak için son bir hamle yaptı.

Bu tarihte, İtilaf Devletleri, Lozan'da yapılacak barış konferansına hem İstanbul'daki Tevfik Paşa Hükümeti'ni (Osmanlı Hükümeti) hem de Ankara'daki Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Hükümeti'ni resmen davet etti. Bu davet, basit bir protokol meselesi değil, açık bir siyasi tuzaktı. Amaç, Sevr'i yırtıp atan Milli Mücadele'nin meşru temsilcisini, hala kağıt üzerinde var olan İstanbul Hükümeti ile aynı masaya oturtarak zayıflatmak, iki Türk heyetini birbirine düşürmek ve bu kargaşadan diplomatik tavizler koparmaktı.

TBMM Hükümeti, bu oyunu anında gördü. Ankara'nın tepkisi sert ve netti. TBMM adına İstanbul'da bulunan temsilci Refet Bey (Bele), Tevfik Paşa'ya gönderdiği bir nota ile İtilaf Devletleri'nin davetini TBMM Hükümeti'ne yönlendirmesi gerektiğini, aksi takdirde TBMM'nin İstanbul ile tüm ilişkilerini keseceğini bildirdi.

Ancak bu olayın asıl büyük sonucu, bizzat Mustafa Kemal Paşa tarafından şekillendirildi. 27 Ekim'deki bu "ikili davet" krizi, zaten uzun süredir tartışılan saltanatın kaldırılması sürecini geri dönülemez bir şekilde hızlandırdı. Mustafa Kemal, ulusal egemenliğin tek bir mecrada, yani TBMM'de toplanması gerektiğini biliyordu. İtilaf Devletleri'nin bu hamlesi, "Artık yeter!" dedirten son damla oldu. Bu olaydan sadece dört gün sonra, 1 Kasım 1922'de TBMM, "Türkiye Devleti'nin yönetim şeklinin halkın egemenliğine dayandığını" ilan ederek saltanatı resmen kaldırdı. Böylece 27 Ekim 1922, 600 yıllık bir imparatorluğun fiili sonunu getiren siyasi sürecin fitilini ateşleyen gün olarak tarihe geçti.

1960: "147'ler Olayı" ve Akademik Özgürlüğe Darbe​

Türkiye tarihi için 27 Ekim'in bir diğer karanlık yüzü, 1960 yılında yaşandı. 27 Mayıs 1960 askeri darbesinin ardından ülkeyi yöneten Milli Birlik Komitesi (MBK), "üniversitelerde reform" adı altında, aslında siyasi bir tasfiye hareketine girişti. 27 Ekim 1960'ta, "147'ler Olayı" olarak bilinen karar açıklandı.

Bu kararla, İstanbul ve Ankara üniversitelerinden, aralarında Ordinaryüs Profesör Sıddık Sami Onar, Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Ragıp Sarıca, Tarık Zafer Tunaya gibi Türkiye'nin en parlak ve saygın hukukçu, iktisatçı ve bilim insanlarının da bulunduğu 147 öğretim üyesi, hiçbir gerekçe gösterilmeksizin üniversitelerden ihraç edildi. Liste, MBK içindeki daha radikal kanadın baskısıyla hazırlanmıştı ve bu isimlerin çoğu, darbeci zihniyetin "fazla liberal", "demokrasiye fazla bağlı" veya "siyasi olarak sakıncalı" bulduğu kişilerdi.

Bu olay, Türk akademik hayatına indirilen en ağır darbelerden biridir. Sadece bireysel trajedilere yol açmakla kalmadı, aynı zamanda üniversite özerkliğini de ayaklar altına aldı. Bilimsel düşüncenin ve eleştirel aklın yuvası olması gereken üniversiteler, askeri yönetimin ideolojik bir aracı haline getirilmek istendi. Bu tasfiye, Türkiye'de uzun yıllar sürecek bir beyin göçünü tetikledi ve akademik camiada derin bir korku iklimi yarattı. 147'ler, ancak 1962'de çıkarılan özel bir yasa ile görevlerine dönebildiler, ancak bıraktığı hasar kalıcı oldu.

1991: Sovyetlerin Çözülüşü ve Türkmenistan'ın Bağımsızlığı​

27 Ekim, aynı zamanda bir imparatorluğun çöküşüne ve yeni bir devletin doğuşuna da tanıklık etti. 1991 yılı, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin (SSCB) çözülme yılıydı. Ağustos ayındaki başarısız darbe girişiminin ardından, birlik içindeki cumhuriyetler birbiri ardına bağımsızlıklarını ilan etmeye başladı.

27 Ekim 1991'de, Türkmenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti, yapılan referandumun ardından ezici bir çoğunlukla bağımsızlığını ilan etti. Bu, Orta Asya'da yeni bir jeopolitik dönemin başlangıcıydı. Türkmenistan, Saparmurat Niyazov (Türkmenbaşı) liderliğinde, "ebedi tarafsızlık" ilan ederek bölgede farklı bir yol izlemeye çalıştı. Sahip olduğu devasa doğal gaz rezervleri, onu küresel bir enerji oyuncusu yapma potansiyeline sahipti. 27 Ekim, bir Türk cumhuriyetinin 20. yüzyıldaki esaret dönemini kapatıp egemenliğini kazandığı, Türk dünyası için de sembolik önemi büyük bir tarih oldu.

2005 ve 2017: Avrupa'nın Toplumsal ve Siyasi Fay Hatları​

  1. yüzyılda 27 Ekim, Avrupa'nın iki farklı yüzündeki derin krizlerin başlangıç noktası olarak kayıtlara geçti.
2005 - Paris Banliyö İsyanları: 27 Ekim 2005'te, Paris'in kuzeydoğusundaki Clichy-sous-Bois banliyösünde, polis kontrolünden kaçan göçmen kökenli iki genç, Bouna Traoré (15) ve Zyed Benna (17), bir trafo merkezine sığınarak elektrik akımına kapılarak feci şekilde can verdi. Bu trajik ölüm, banliyölerde yıllardır biriken öfkeyi patlattı. Fransa'nın "entegrasyon" modelinin başarısızlığını, gettolarda yaşanan yoksulluğu, ayrımcılığı ve polis şiddetini protesto eden gençler sokaklara döküldü. Üç hafta süren isyanlarda binlerce araç kundaklandı, kamu binaları ateşe verildi ve ülke genelinde olağanüstü hal ilan edildi. 27 Ekim'deki bu trajik olay, modern Fransa'nın en büyük toplumsal krizinin fitilini ateşledi.

2017 - Katalonya'nın Bağımsızlık İlanı: Avrupa'nın diğer bir ucunda, İspanya'da ise siyasi bir deprem yaşanıyordu. 27 Ekim 2017'de, Katalonya Özerk Bölgesi Parlamentosu, 1 Ekim'de yapılan ve İspanyol Anayasa Mahkemesi tarafından yasa dışı ilan edilen referandumu gerekçe göstererek tek taraflı olarak bağımsızlığını ilan etti. Bu karar, İspanya'yı Franco diktatörlüğünden bu yana en derin anayasal krize sürükledi. Madrid'deki merkezi hükümet, aynı gün Anayasa'nın 155. maddesini işleterek Katalonya'nın özerkliğini askıya aldı, yerel hükümeti feshetti ve bölgeyi doğrudan yönetime bağladı. Bağımsızlık liderleri (Carles Puigdemont gibi) ya hapse atıldı ya da yurt dışına kaçmak zorunda kaldı. 27 Ekim, İspanya'nın bütünlüğü ve Katalanların kendi kaderini tayin hakkı arasındaki mücadelenin zirve noktası oldu.

Diğer Önemli Notlar​

Bu büyük olayların gölgesinde, 27 Ekim tarihi başka önemli anlara da sahne oldu:
  • 1978: Mısır Cumhurbaşkanı Enver Sedat ve İsrail Başbakanı Menachem Begin, Orta Doğu barışına katkılarından (Camp David Anlaşmaları) dolayı Nobel Barış Ödülü'nü kazandı.
  • 1982: Çin Halk Cumhuriyeti, nüfusunun 1 milyarı aştığını resmi olarak duyurarak dünyanın demografik dengelerini değiştiren bir gerçeği ilan etti.
  • 1971: Kongo Demokratik Cumhuriyeti, diktatör Mobutu Sese Seko tarafından "Afrikalılaştırma" politikası kapsamında adını Zaire olarak değiştirdi (bu isim 1997'de tekrar değişecekti).
  • Doğumlar: Bu tarih, kemanın şeytanı olarak bilinen virtüöz Niccolò Paganini (1782) ve ABD'nin en karizmatik başkanlarından, "İlerici Dönem" lideri Theodore Roosevelt'in (1858) doğum günüdür.
  • Ölüm: The Velvet Underground'un kurucusu, rock müziğin aykırı ve öncü ismi Lou Reed (2013) bu tarihte hayata veda etti.
Sonuç olarak 27 Ekim, bir ulusun yeniden doğuşu için saltanata meydan okuduğu (1922), bir diğerinin bağımsızlığını ilan ettiği (1991), ancak aynı zamanda entelektüel özgürlüğün (1960) ve toplumsal adaletin (2005) ağır darbeler aldığı bir gündür. Siyasi haritaların ve toplumsal sözleşmelerin yeniden çizildiği bu tarih, geçmişin derslerinin bugün için ne kadar hayati olduğunu bizlere hatırlatmaktadır.
 
Bu Konuyu Okuyanlar (Toplam Okuyanlar 0)
No registered users viewing this thread.

KFN Haberleri

Üst