KFN Haberleri: Japonya’dan Dev OpenAI Protestosu! Sanatçılar ve Yazarlar Ayakta: "Kültürel Mirasımızı Çalmayı Durdurun!"
Tokyo'nun kalbi Shibuya, bugün tarihi bir protestoya sahne oldu. Aralarında dünyaca ünlü manga sanatçılarının, yazarların ve seslendirme sanatçılarının da bulunduğu binlerce kişi, "Japon kültürünün izinsiz yapay zeka tarafından yağmalanmasını" protesto etmek için toplandı. Hedefin merkezinde, GPT-5 ve Sora 2 gibi modelleriyle pazarın hakimi olan OpenAI vardı.Teknoloji dünyası, 2025'in son çeyreğine yapay zekanın (AI) durdurulamaz yükselişiyle girerken, bu devrimin "kültürel" faturası ilk kez bu kadar gürültülü bir şekilde kesildi. Ve bu isyanın bayrağını, "Cool Japan" olarak bilinen, küresel popüler kültürün en önemli merkezlerinden biri olan Japonya çekti.
Bu sabah Tokyo'nun Shibuya bölgesindeki Hachiko Heykeli'nin önünden başlayarak Japonya Ulusal Diet Binası'na (Meclis Binası) yürüyen binlerce kişilik kalabalık, tek bir ana mesaj veriyordu: "Yapay Zeka Sanat Değil, Hırsızlıktır!"
"Japon Yaratıcılar Birliği" (Japan Creators Guild - JCG) ve "Veri Mahremiyeti İttifakı" tarafından organize edilen eylem, son altı aydır su yüzeyinin altında kaynayan bir öfkenin patlaması niteliğindeydi. Peki, dünyanın en teknoloji-meraklısı toplumlarından biri olarak bilinen Japonya'da neden böyle bir AI karşıtı cephe oluştu?
Cevap, "veri" kelimesinin "kültürel miras" anlamına geldiği bir ülkede yatıyor.
1. İsyanın Fitili: Manga ve Anime'nin "Yağmalanması"
Protestonun en ön saflarında, yüzlerini (anonimliklerini korumak için) geleneksel "kitsune" (tilki) maskeleriyle kapatmış manga sanatçıları (mangakalar) ve illüstratörler vardı. Onların öfkesi, OpenAI'ın bu yıl tanıttığı (kurgusal) GPT-5 ve video üretim modeli Sora 2'nin "öğrenme" şekline yönelikti.İddialara göre OpenAI, bu modelleri eğitirken, internetin tamamını "tarayarak" yüz milyonlarca manga sayfası, anime karesi ve illüstrasyonu "rızasız, kredisiz ve bedelsiz" olarak kullandı.
Protestoya katılan, (kurgusal) "Cyborg Ronin" serisinin çizeri olan "Hideaki-sensei", KFN'e yaptığı açıklamada durumu şöyle özetledi:
"Bu bir ilham meselesi değil. Bu, benim 30 yıllık emeğimin, fırça darbemin, stilimin bir makineye yedirilmesi meselesi. Artık 'prompt' (komut) yazan herhangi biri, 'Hideaki-sensei tarzında bir samuray' diyerek benim imzama saniyeler içinde sahip olabiliyor. Bu, sanat değil, kimlik hırsızlığıdır. Önce hayatımızı verdik, şimdi ruhumuzu alıyorlar."
Bu "stil hırsızlığı" (style scraping), Japon sanatçılar için kırmızı çizgi olmuş durumda.
2. Yazarlar ve Yayıncılar Cephesi: "Kelimelerimizi Geri Verin!"
Protestonun bir diğer güçlü kanadını ise Japonya'nın dev yayıncılık evleri (Kodansha, Shueisha, Kadokawa gibi) ve bu evlere bağlı yazarlar oluşturdu.Onların sorunu, "görsel" değil, "dilsel" sömürü.
Japonya'da "web novel" (web romanı) ve "light novel" (kısa roman) kültürü son derece yaygın. Milyonlarca sayfalık bu özgün içerik, GPT-5'in Japonca dil modelini eğitmek için en zengin kaynaklardan biri oldu.
Protestocuların taleplerini içeren manifestoda, "OpenAI ve diğer teknoloji devleri, Japonca dilinin en yaratıcı örneklerini, yani romanlarımızı ve şiirlerimizi çalarak, bize karşı rekabet edecek bir 'sahte yazar' yarattı," ifadeleri yer alıyor.
Artık Amazon Japonya'nın "en çok satanlar" listelerine giren "AI-yazımı" ucuz romanlar, yazarların ekonomik geleceğini doğrudan tehdit ediyor.
3. Kültürel Nüanslar ve "Silikon Vadisi Sömürgeciliği"
Bu protestoyu Avrupa veya ABD'deki benzerlerinden ayıran temel fark, konunun sadece "telif hakkı" veya "para" olmaması. Japonya için bu bir "kültürel bütünlük" meselesi.Japonca; "honne" (gerçek hisler) ve "tatemae" (toplumsal maske) gibi karmaşık sosyal kodlar, saygı ifadeleri (keigo) ve bağlama dayalı nüanslarla dolu bir dildir.
Protestocular, Silikon Vadisi merkezli bir şirketin (OpenAI) eğittiği bir yapay zekanın, bu nüansları "anlamadan" sadece "taklit" ettiğini ve bunun sonucunda Japon dilini "düzleştirdiğini" (flattening) savunuyor.
Tokyo Üniversitesi'nden (kurgusal) Kültürel Çalışmalar Profesörü Dr. Emi Tanaka, durumu "dijital sömürgecilik" olarak tanımlıyor:
"Eğer bir kültürün dilini ve sanatını tanımlama, üretme ve çoğaltma gücünü tek bir yabancı şirketin algoritmasına teslim ederseniz, o kültürün kendi kimliği üzerindeki kontrolünü kaybedersiniz. Protestocuların korkusu bu. 'Japon' olmanın ne anlama geldiğine bir Amerikan şirketinin karar vermesini istemiyorlar."
4. Hükümetin İkilemi: Regülasyon mu, İnovasyon mu?
Japon hükümeti (Başbakan (kurgusal) Kishida yönetimi) ise kendini bıçağın sırtında buldu.Bir yanda, "Cool Japan" (Havalı Japonya) politikasıyla korumaya çalıştığı devasa bir kültürel ekonomi ve bu ekonomiyi ayakta tutan yaratıcı sınıfın haklı isyanı var.
Diğer yanda ise, ekonomik durgunlukla mücadele eden ve Çin ile Güney Kore'nin gerisinde kalma korkusu yaşayan bir "teknoloji devleti" gerçeği var. Japonya'nın, verimliliği artırmak ve yaşlanan nüfusunun yarattığı iş gücü açığını kapatmak için yapay zekaya ihtiyacı var.
Protestocular, hükümeti "Big Tech'e (Büyük Teknoloji) fazla dostane" davranmakla ve "telif hakkı yasalarını AI'a karşı korumakta yavaş kalmakla" suçluyor.
OpenAI'nin Cevabı: "Diyaloğa Açığız"
Eleştirilerin odağındaki OpenAI'ın Tokyo ofisinden yapılan (kurgusal) açıklama ise beklendiği gibiydi. Şirket, "Japon yaratıcıların endişelerini derinden anladıklarını", "diyaloğa açık olduklarını" ve "AI'ın sanatçıları yok etmek için değil, onlara yardım etmek için bir araç olduğuna inandıklarını" belirtti.OpenAI, sanatçıların kendilerini "opt-out" (eğitim dışında bırakma) yoluyla sistemden çıkarabilecekleri araçlar sunduklarını hatırlattı.
Ancak protestocular için bu cevap yeterli değil. JCG sözcüsü, "Yangın çıktıktan sonra 'issterseniz evinizi sigortalayabilirdiniz' demenin bir anlamı yok. Verilerimiz zaten çalındı. 'Opt-out' değil, en başından 'Opt-in' (izin isteme) sistemini talep ediyoruz. Biz izin vermeden kimse verilerimizi kullanamamalı," diyerek tepkisini dile getirdi.
KFN Editör Yorumu: Japonya, Dünyanın Geri Kalanı İçin Bir Uyarı
Japonya'da yaşanan bu patlama, küresel bir sorunun en net dışavurumudur. Ancak bu isyanın Japonya'da başlaması tesadüf değil.Japonya, hem dünyanın en büyük teknoloji üreticilerinden biri hem de sanat ve zanaatı (mangadan kılıç yapımına) en derinden koruyan, "ustalık" (takumi) kavramına en çok değer veren kültürlerden biridir. "Hızlı" ve "yeterince iyi" olanı üreten AI kültürü ile "yavaş", "disiplinli" ve "ruhu olanı" üreten Japon zanaat kültürü, şu anda Tokyo sokaklarında çarpışıyor.
Bu protesto, "yapay zeka her şeyi yapabiliyorsa, insanın değeri nedir?" sorusunun kültürel bir cevabını arıyor. Japonya'nın bu sarsıntılı süreçten nasıl bir regülasyon modeli çıkaracağı, telif hakları ve yapay zeka arasındaki küresel savaşa da yön verebilir.
Sizce Japon sanatçıların bu "kültürel miras" isyanı haklı mı? Yapay zekanın "öğrenme" hakkı, bir sanatçının "telif" hakkından üstün olabilir mi?