Neler yeni

Tarihte Bugün: 7 Kasım

📢 KralForum’a Hoş Geldiniz!

Sadece üyelere özel içeriklere erişmek ve topluluğumuzun bir parçası olmak için şimdi ücretsiz üye ol. 👉 Hemen aramıza katıl, sohbetlere dahil ol ve ayrıcalıkları keşfet!

Charizma

KFN Forum Sahibi
Katılım
10 Ağustos 2025
Mesajlar
2,201
Tepkime puanı
3,508
Puanları
200
Konum
BURSA
Burcum
♑ Oğlak
Konu Sahibi

Tarihte Bugün 7 Kasım: Devrimin, Bilimin ve Sınanan Demokrasinin Günü​

Tarih takviminde, 7 Kasım kadar dünyayı kökünden sarsan, siyasi ideolojileri yeniden tanımlayan ve imparatorlukları yıkan başka bir gün bulmak zordur. Bu tarih, milyonlarca insanın hayatını, inancını ve geleceğini belirleyen bir devrimin; bilimin sessiz ama kudretli gücünün ve demokratik sistemlerin en çalkantılı anlarının bir kesişim noktasıdır.

tarihte-bugun.jpg


6 Kasım 1917'de fitili ateşlenen olaylar, 7 Kasım'da tam anlamıyla bir patlamaya dönüştü. Aynı takvim yaprağı, insan aklının en yıkıcı (siyasi devrim) ve en yapıcı (bilimsel keşif) potansiyelini bir araya getirir. Bu tarih, bir yanda St. Petersburg'daki Kışlık Saray'ın top seslerini, diğer yanda Varşova'da doğan bir bilim dehasının (Marie Curie) sessiz azmini barındırır.

20. Yüzyılın Başlangıcı: Bolşevik Devrimi (1917)​

Dünya tarihinin büyük bölümü, 7 Kasım 1917'yi (Eski Jülyen takvimine göre 25 Ekim) milat olarak alır. 6 Kasım gecesi Lenin'in "Gecikmek ölümdür!" emriyle başlayan Bolşevik hareketi, 7 Kasım sabahı Petrograd'da (St. Petersburg) geri dönülmez bir noktaya ulaştı.

O gün, Rusya'nın kaderi Kışlık Saray'da belirleniyordu. Aleksandr Kerenski liderliğindeki zayıf Geçici Hükümet, Bolşeviklerin kararlı ve organize darbesi karşısında direnemedi. 6 Kasım gecesi tüm stratejik noktaları (telgraf, tren istasyonları, köprüler) ele geçiren Kızıl Muhafızlar, 7 Kasım'da son kaleyi, yani hükümetin sığındığı Kışlık Saray'ı hedef aldı.

Tarihe geçen o an, Neva Nehri'nde demirlemiş olan "Aurora" (Avrora) kruvazöründen ateşlenen kör bir top mermisiyle başladı. Bu atış, Kışlık Saray'a yönelik son taarruzun işaretiydi. Saatler süren kuşatma ve çatışmaların ardından, gece yarısını çoktan geçmişken (teknik olarak 8 Kasım sabahı), Bolşevikler saraya girdi ve Geçici Hükümet bakanlarını tutukladı. Kerenski ise şehirden kaçmıştı.

Aynı gece, Smolni Enstitüsü'nde toplanan II. Tüm Rusya Sovyetleri Kongresi'nde, Lenin o meşhur bildirgesini okudu: "İşçi ve köylü devrimi, Bolşeviklerin bunca zamandır bahsettiği devrim, gerçekleşmiştir."

Bu an, sadece Rusya'nın iç meselesi değildi. Bu, Karl Marx'ın teorilerinin ilk kez bir devlette uygulamaya konulma denemesiydi. 7 Kasım 1917, Çarlık Rusyası'nı tarihe gömdü, Sovyetler Birliği'nin temellerini attı, I. Dünya Savaşı'nın seyrini değiştirdi (Rusya savaştan çekildi) ve dünyayı 70 yıl boyunca kilitleyecek olan Soğuk Savaş'ın, yani "Kapitalizm vs. Komünizm" ekseninin tohumlarını ekti. 20. yüzyıl, siyasi olarak o gün başladı.

Bilimin Cinsiyet Tanımayan Dehası: Marie Curie'nin Doğumu (1867)​

7 Kasım tarihi, insanlığın sadece siyasi değil, bilimsel kaderinin de değiştiği bir gündür. 1867'de, devrimin patlak vereceği Rusya'nın işgali altındaki Polonya'nın Varşova kentinde, Maria Skłodowska adında bir kız çocuğu dünyaya geldi. Dünya onu, evlendikten sonraki adıyla tanıyacaktı: Marie Curie.

Marie Curie'nin 7 Kasım'da başlayan hayat hikayesi, tek başına bir "imkansızı başarma" manifestosudur. Kadınların üniversiteye gitmesinin bile yasak olduğu bir dönemde ve bir coğrafyada, bilime olan tutkusuyla önce Paris'e (Sorbonne) gitti, ardından fizik ve kimyanın tarihini yeniden yazdı.

O, sadece "büyük bir kadın bilim insanı" değildi; o, tarihin en büyük bilim insanlarından biriydi:

  • Nobel Ödülü kazanan ilk kadın.
  • Nobel Ödülü'nü iki farklı bilimsel alanda (Fizik 1903, Kimya 1911) kazanan ilk insan (ve bugüne kadar bunu başaran tek kadın).
  • "Radyoaktivite" terimini bizzat geliştirdi.
  • Polonyum (ülkesine ithafen) ve Radium elementlerini keşfetti.
Curie'nin 7 Kasım'da başlayan yaşamı, bilimin cinsiyet, milliyet veya din tanımadığının; saf merakın ve azmin neleri başarabileceğinin kanıtıdır. I. Dünya Savaşı'nda, keşfettiği teknolojiyi "Küçük Curies" adı verilen mobil röntgen cihazlarına dönüştürerek cepheye taşıması ve binlerce askerin hayatını kurtarması, onun sadece bir kaşif değil, aynı zamanda bir hümanist olduğunu da gösterdi. 7 Kasım, bu nedenle sadece bir imparatorluğun yıkılışını değil, bilimin sessiz ve görkemli zaferini de simgeler.

Savaş Zamanı Demokrasisi: Franklin D. Roosevelt'in Tarihi Zaferi (1944)​

7 Kasım 1944. II. Dünya Savaşı tüm şiddetiyle devam ederken, Amerika Birleşik Devletleri tarihinin en sıra dışı başkanlık seçimlerinden birini yaşadı. O gün yapılan seçimlerde, mevcut Başkan Franklin D. Roosevelt (FDR), dördüncü kez başkan seçildi.

Bu, Amerikan tarihinde bir ilk ve sondu. (Daha sonra 22. Yasa Değişikliği ile bir başkanın iki dönemden fazla görev yapması yasaklanacaktı).

Bu seçimin önemi, sadece rekor kırmasından gelmiyordu. Müttefikler, Normandiya Çıkarması'nı yapmış, Avrupa'da zafere doğru ilerliyordu, ancak savaş henüz bitmemişti. Pasifik'te Japonya'ya karşı kanlı mücadele sürüyordu. Amerikan halkı, 7 Kasım'da verdiği kararla, "savaş zamanında komutan değiştirilmez" ilkesini benimsedi ve Roosevelt'in liderliğine "devam" dedi.

Roosevelt'in rakibi Thomas E. Dewey karşısında kazandığı bu zafer, Müttefik stratejisinin (Stalin ve Churchill ile birlikte) kesintisiz sürmesini sağladı. Ancak bu, Roosevelt'in son zaferiydi; seçildikten sadece birkaç ay sonra, 1945'te zafere tanıklık edemeden hayatını kaybetti. 7 Kasım 1944, demokrasinin en zorlu savaş koşullarında bile işlediğini ve halkın istikrarı seçtiğini gösteren bir tarih oldu.

Demokrasinin Kriz Anı: ABD Seçimleri (2000)​

Tarih 7 Kasım 2000. ABD, bu kez bir savaşın ortasında değil, kendi içindeki bir krizin ortasındaydı. O gün yapılan başkanlık seçimleri (George W. Bush vs. Al Gore), tarihin en tartışmalı ve en yakın sonuçlu seçimi olarak kayıtlara geçti.

7 Kasım gecesi, milyonlarca insan televizyon başına kilitlendiğinde, sonuç bir türlü gelmedi. Her şey, Florida eyaletindeki sonuca kilitlenmişti. O gece başlayan kaos, "asılı çad" (hanging chads) olarak bilinen geçersiz/şüpheli oy pusulaları, yeniden sayımlar ve karşılıklı davalarla tam 36 gün sürdü.

Seçimin galibini seçmenler değil, 12 Aralık'ta ABD Yüksek Mahkemesi belirledi. Bush v. Gore davasıyla mahkeme, Florida'daki yeniden sayımları durdurdu ve George W. Bush'u başkan ilan etti.

7 Kasım 2000, bir kazananı belirleyemeyen bir seçim günü olarak, dünyanın en eski modern demokrasisinin bile ne kadar kırılabileceğini, sistemin ne kadar karmaşıklaşabileceğini ve "her oyun ne kadar kritik" olduğunu dünyaya gösteren bir ders niteliğindeydi.

Sonuç​

7 Kasım, tek bir güne sığan devasa zıtlıkların tarihidir. Bir yanda, dünyayı 70 yıl boyunca titretecek kanlı bir devrimin (Bolşevik) başlangıcı; diğer yanda, bilimin en saf halini temsil eden bir dehanın (Curie) doğumu. Bir yanda, savaş ortasında kenetlenen bir demokrasinin (FDR) tercihi; diğer yanda, barış zamanında kilitlenen bir demokrasinin (Bush v. Gore) krizi. Bu tarih, gücün ve değişimin sadece silahlardan değil, aynı zamanda laboratuvarlardan ve seçim sandıklarından da gelebileceğini bize hatırlatır.
 
Bu Konuyu Okuyanlar (Toplam Okuyanlar 1)

KFN Haberleri

Üst