Neler yeni

Tarihte Bugün 19 Kasım

📢 KralForum’a Hoş Geldiniz!

Sadece üyelere özel içeriklere erişmek ve topluluğumuzun bir parçası olmak için şimdi ücretsiz üye ol. 👉 Hemen aramıza katıl, sohbetlere dahil ol ve ayrıcalıkları keşfet!

Charizma

KFN Forum Sahibi
Katılım
10 Ağustos 2025
Mesajlar
2,201
Tepkime puanı
3,508
Puanları
200
Konum
BURSA
Burcum
♑ Oğlak
Konu Sahibi

Tarihte Bugün: 19 Kasım – Dünyanın Kaderinin Değiştiği, Buzların Eridiği ve Efsanelerin Doğduğu Gün​

Tarih yaprakları her gün yeni bir olaya tanıklık etse de, bazı tarihler insanlığın kolektif hafızasında diğerlerinden çok daha derin izler bırakır. 19 Kasım, işte tam olarak böyle bir gün. Bir yanda Soğuk Savaş'ın en gergin anlarında barışa uzanan eller, diğer yanda Amerikan İç Savaşı'nın en kanlı meydanında yankılanan özgürlük çığlıkları... Bir yanda uzayın derinliklerinde atılan cesur adımlar, diğer yanda Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusuna yapılan hüzünlü veda...

tarihte-bugun.jpg


Bu dosya, 19 Kasım tarihini sıradan bir takvim yaprağı olmaktan çıkarıp, olayların perde arkasına, nedenlerine ve sonuçlarına inerek tarihin tozlu raflarını aralıyor.

1. Soğuk Savaş'ta Bir Dönüm Noktası: Reagan ve Gorbaçov Cenevre'de (1985)​

  1. yüzyılın ikinci yarısına damgasını vuran ve dünyayı nükleer felaketin eşiğine getiren Soğuk Savaş, 19 Kasım 1985'te Cenevre'de gerçekleşen zirve ile yön değiştirdi. ABD Başkanı Ronald Reagan ve Sovyetler Birliği Lideri Mikhail Gorbaçov, ilk kez yüz yüze görüşmek üzere İsviçre'nin tarafsız topraklarında bir araya geldi.
Bu buluşma, sıradan bir diplomatik zirve değildi. Reagan, SSCB'yi "Şer İmparatorluğu" olarak tanımlayan sert bir anti-komünistti. Gorbaçov ise "Glasnost" ve "Perestroika" politikalarıyla Sovyet sistemini içeriden dönüştürmeye çalışan genç ve dinamik bir liderdi. Dünya, bu iki zıt kutbun çarpışmasından korkarken, Cenevre'den beklenmedik bir "samimiyet" doğdu.

Tarihe "Şömine Başı Sohbeti" (Fireside Chat) olarak geçen o ikonik an, tercümanlar dışında kimsenin olmadığı bir odada, iki liderin şömine karşısında samimi bir şekilde konuşmasıyla gerçekleşti. Bu zirvede somut bir silahsızlanma anlaşması imzalanmasa da, çok daha önemli bir şey başarıldı: Güven. İki liderin kurduğu kişisel bağ, nükleer savaş tehdidinin "kazanılamayacak ve asla savaşılmaması gereken bir savaş" olduğu ortak bildirisini doğurdu. Bu tarih, Soğuk Savaş'ın sonunun başlangıcı olarak kabul edilir.

2. Kelimelerin Gücü: Gettysburg Konuşması (1863)​

Tarih 19 Kasım 1863. Amerika Birleşik Devletleri, tarihinin en kanlı iç savaşıyla bölünmüş durumda. Pensilvanya'nın Gettysburg kasabası, sadece birkaç ay önce 50.000'den fazla askerin öldüğü veya yaralandığı korkunç bir savaşa sahne olmuştu. ABD Başkanı Abraham Lincoln, bu kanlı meydanı bir askeri mezarlığa dönüştürmek için düzenlenen törene katıldı.

Törendeki ana konuşmacı Lincoln değildi; dönemin ünlü hatibi Edward Everett'ti ve tam iki saat süren bir konuşma yaptı. Ancak tarih, Everett'in iki saatini değil, Lincoln'ün sadece iki dakikasını hatırlayacaktı.

Lincoln, cebinden çıkardığı kağıtla kürsüye geldi ve sadece 272 kelimeden oluşan o meşhur "Gettysburg Konuşması"nı yaptı. "Dört skor ve yedi yıl önce..." diye başlayan konuşma, savaşı sadece birliği korumak için değil, "insan eşitliği" ve "halkın, halk tarafından, halk için yönetimi" (government of the people, by the people, for the people) adına verilen bir mücadele olarak yeniden tanımladı. Bu kısa konuşma, demokrasi tarihinin en güçlü manifestolarından biri olarak kabul edilir.

3. Türkiye'nin En Hüzünlü Günü: Atatürk'ün Naaşının İstanbul'dan Ayrılışı (1938)​

19 Kasım, Türk milleti için derin bir hüznün yıl dönümüdür. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, 10 Kasım'da Dolmabahçe Sarayı'nda hayata gözlerini yummuştu. 19 Kasım günü ise, Ata'nın aziz naaşının İstanbul halkına veda ettiği ve ebedi istirahatgahı olan Ankara'ya doğru yola çıktığı gündü.

O gün İstanbul'da hayat durdu. Yüz binlerce insan, gözyaşları içinde Dolmabahçe'den Sarayburnu'na uzanan korteji izledi. Top arabasına konulan naaş, büyük bir saygı ve sessizlik içinde Sarayburnu rıhtımına getirildi. Burada, Türk donanmasının amiral gemisi Yavuz Zırhlısı'na nakledildi. Yavuz Zırhlısı, Hamidiye, Zafer, Tınaztepe ve iki denizaltı eşliğinde, yabancı devletlerin savaş gemilerinin de katıldığı bir selamla İzmit'e doğru hareket etti. Bu, bir milletin kurtarıcısına denizde ve karada yaptığı son ve en görkemli vedaydı.

4. İnsanlık Ay'da İkinci Kez: Apollo 12 (1969)​

Apollo 11'in tarihi başarısından sadece aylar sonra, 19 Kasım 1969'da NASA, Ay yüzeyine ikinci kez insan indirmeyi başardı. Apollo 12 görevi, Neil Armstrong'un "küçük adımı"nın bir tesadüf olmadığını kanıtlamak ve "nokta atışı" iniş kabiliyetini test etmek için kritikti.

Astronotlar Charles "Pete" Conrad ve Alan Bean, Ay'ın "Fırtınalar Okyanusu" (Oceanus Procellarum) bölgesine kusursuz bir iniş yaptılar. O kadar hassas bir inişti ki, 1967'de oraya inen insansız Surveyor 3 uzay aracına yürüme mesafesinde indiler. Pete Conrad, Ay'a ayak bastığında, Armstrong'un felsefi sözlerine nazire yaparcasına, kendi kısa boyuna atıfta bulunarak şu esprili tarihi cümleyi kurdu: "Neil için küçük olabilir ama benim için uzun bir adımdı!" (Whoopee! Man, that may have been a small one for Neil, but that's a long one for me.)

5. Futbolun Kralı Tacını Giyiyor: Pele'nin 1000. Golü (1969)​

19 Kasım 1969, sadece bilim ve siyaset için değil, spor tarihi için de unutulmaz bir gündü. Brezilyalı efsane Edson Arantes do Nascimento, ya da bilinen adıyla Pele, kariyerinin 1000. golünü atarak ulaşılması güç bir rekora imza attı.

Rio de Janeiro'daki efsanevi Maracana Stadyumu'nda, Santos ile Vasco da Gama arasında oynanan maçta 80.000 kişi nefeslerini tutmuştu. Kazanılan penaltı vuruşunda topun başına geçen Pele, ağları havalandırdığında stadyumda yer yerinden oynadı. Maç durdu, gazeteciler ve taraftarlar sahaya indi. Pele, omuzlar üzerinde taşınırken, gözyaşları içinde bu golü Brezilya'nın fakir çocuklarına adadığını söyledi. Bu gol, "O Milésimo" (Bininci) olarak futbol tarihine altın harflerle yazıldı.

6. Orta Doğu'da Tabular Yıkılıyor: Enver Sedat İsrail'de (1977)​

Orta Doğu'nun en çalkantılı dönemlerinden birinde, 19 Kasım 1977'de dünya şoke edici bir manzaraya şahit oldu. Mısır Devlet Başkanı Enver Sedat, tarihsel düşmanı İsrail'i ziyaret eden ilk Arap lider oldu.

Sadece dört yıl önce, 1973 Yom Kippur Savaşı'nda İsrail ile kanlı bir savaşa giren Mısır'ın lideri, barış için Kudüs'e giderek İsrail Parlamentosu Knesset'te bir konuşma yaptı. Bu cesur hamle, Arap dünyasında büyük bir öfkeye ve Mısır'ın Arap Birliği'nden çıkarılmasına neden olsa da, İsrail-Mısır Barış Antlaşması'nın (Camp David) yolunu açtı. Sedat'ın bu ziyareti, ona Nobel Barış Ödülü'nü getirecek, ancak aynı zamanda 1981'de kendi ordusundaki radikaller tarafından suikasta kurban gitmesinin de zeminini hazırlayacaktı.

Sonuç: Tarihin Dokusu​

19 Kasım, tarihin düz bir çizgide ilerlemediğinin en büyük kanıtıdır. Aynı gün içinde bir lider barış için düşmanının elini sıkarken, bir başka lider halkına veda edebilir. İnsanlık uzayın derinliklerinde yeni ufuklar ararken, yeryüzünde eşitlik ve özgürlük için savaşabilir. Bugün, geçmişte yaşanan bu olayları hatırlamak, sadece takvime bakmak değil, insanlığın kat ettiği yolu, ödediği bedelleri ve kazandığı zaferleri anlamak demektir.
 
Bu Konuyu Okuyanlar (Toplam Okuyanlar 1)

KFN Haberleri

Üst