Neler yeni

Tarihte Bugün 14 Kasım

📢 KralForum’a Hoş Geldiniz!

Sadece üyelere özel içeriklere erişmek ve topluluğumuzun bir parçası olmak için şimdi ücretsiz üye ol. 👉 Hemen aramıza katıl, sohbetlere dahil ol ve ayrıcalıkları keşfet!

Charizma

KFN Forum Sahibi
Katılım
10 Ağustos 2025
Mesajlar
2,201
Tepkime puanı
3,508
Puanları
200
Konum
BURSA
Burcum
♑ Oğlak
Konu Sahibi

Tarihte Bugün 14 Kasım: Orhan Veli'nin Hazin Sonu, Coventry'nin Külleri ve Apollo 12'nin Yıldırımlı Yolculuğu!​

14 Kasım, tarihin takvim yapraklarına hem mürekkeple hem de kanla yazılmış bir gündür. Bu tarih, bir ulusun en sevilen şairlerinden birini, "yaprak dökümü" mevsiminde trajik bir şekilde kaybetmesinin hüznünü taşır. Bu tarih, İkinci Dünya Savaşı'nın en acımasız hava saldırılarından birinin, bir şehri nasıl "yok edebileceğini" gösteren "Coventrieren" (Coventry'lemek) fiilinin doğuşuna tanıklık etmiştir. Ancak 14 Kasım, aynı zamanda insanlığın Ay'a ikinci kez adım atmasını sağlayan Apollo 12'nin, kalkıştan saniyeler sonra iki kez yıldırım çarpmasına rağmen uzaya tırmanışının da mucizevi yıl dönümüdür.

tarihte-bugun.jpg


14 Kasım'ın bu karmaşık ve zıtlıklarla dolu mirasını; Orhan Veli'nin o hazin son gününü, Coventry'nin küllerini ve Apollo 12'nin "SCE to Aux" mucizesini detaylıca inceliyoruz. Bu, sanatın, savaşın ve bilimin aynı günde kesiştiği anların özetidir.

1950: Türk Şiirinin "Garip" Adamının Hazin Vedaı: Orhan Veli Kanık​

14 Kasım 1950, Türk edebiyatı için en "garip" ve en acı günlerden biridir. "Garip" akımının kurucusu, şiire sokağı, "nasırlı" Süleyman Efendi'yi, bedava yaşayan adamı getiren dâhi şair Orhan Veli Kanık, sadece 36 yaşında, akılalmaz bir ihmaller zinciri sonucu hayata veda etti.

Onun ölümü, şiirleri kadar sıradan ve bir o kadar da sarsıcıydı.

Her şey, 10 Kasım 1950'de, Ankara'da başladı. Bir haftalığına geldiği başkentte, gece yarısı bir arkadaşının evine dönerken, belediyenin açtığı ve üzeri kapatılmamış bir çukura düştü. O an hafif yaralanan ve başını çarpan şair, olayı pek ciddiye almadı. Hatta ertesi gün arkadaşlarıyla buluşup, "Başım dönüyor, galiba biraz fazla içtim" diyerek durumu geçiştirdi.

12 Kasım'da İstanbul'a döndü. Ancak baş dönmesi ve mide bulantısı geçmiyordu. Arkadaşı Muzaffer Hacıhasanoğlu'nun evindeyken aniden fenalaştı. Hastaneye kaldırıldığında, çukura düştüğünden bahsetmediği veya doktorların bunu önemsemediği rivayet edilir. İlk teşhis: Alkol zehirlenmesi.

Ancak durum alkol zehirlenmesi değildi. Orhan Veli, o çukura düştüğünde beyninde bir damar çatlamış ve yavaş yavaş ilerleyen bir beyin kanaması (anevrizma) başlamıştı. Yanlış teşhisle tedavi edilmeye çalışılırken, 14 Kasım günü saat 11:30'da komaya girdi. Aynı gün Cerrahpaşa Hastanesi'ne nakledildi ve gerçek durum ancak burada anlaşıldı. Fakat artık çok geçti.

Türk şiirinin devrimcisi Orhan Veli, 14 Kasım 1950 akşamı saat 20:00'de, yanlış teşhislerin ve belediye çukurunun kurbanı olarak hayata gözlerini yumdu. Cebinden çıkan son şey, bir diş fırçası ve "Aşk Resmi Geçidi" adlı şiirinin taslağıydı. Onun ölümü, sadece bir şairin değil, "Garip" akımının da zamansız sonu oldu.

1940: "Ay Işığı Sonatı" Operasyonu: Coventry Küllere Dönerken​

Tarih 14 Kasım 1940. İkinci Dünya Savaşı'nın en karanlık günleri. Nazi Almanyası, Britanya Savaşı'nda (Battle of Britain) Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne (RAF) diz çöktüremeyince, Hitler strateji değiştirdi ve İngiliz halkının moralini kırmak için "Blitz" (Yıldırım) adını verdiği kitlesel sivil bombalama operasyonlarına başladı.

14 Kasım akşamı, bu stratejinin en korkunç zirvesi yaşandı. Hedef, İngiltere'nin sanayi ve mühendislik kalbi olan Coventry şehriydi. Operasyonun kod adı, Beethoven'ın ünlü eseriydi: "Mondscheinsonate" (Ay Işığı Sonatı).

Bu, sıradan bir hava saldırısı değildi. Naziler, ilk kez bu kadar büyük ölçekte bir "halı bombardımanı" (carpet bombing) tekniği uyguladı. Luftwaffe, "Knickebein" (Çarpık Bacak) adı verilen gelişmiş radyo navigasyon sistemini kullanarak, 515 bombardıman uçağını (Heinkel He 111'ler) mükemmel bir hassasiyetle Coventry'nin üzerine yönlendirdi.

Saldırı 11 saat sürdü. Gece boyunca şehre 500 tondan fazla yüksek patlayıcı bomba, 50 tondan fazla yangın bombası (fosfor) ve 127 adet paraşütlü mayın atıldı. Amaç, sadece fabrikaları değil, binaları "kırmak" ve ardından yangın bombalarıyla şehri bir fırına çevirmekti.

Sabah olduğunda, Coventry diye bir şehir kalmamıştı. Şehrin tarihi merkezi, 40.000'den fazla ev, sayısız fabrika ve en önemlisi 14. yüzyıldan kalma tarihi St Michael's Katedrali tamamen yok oldu. Katedralden geriye sadece dış duvarları ve kulesi kaldı. 560'tan fazla sivil o gece can verdi.

Yıkım o kadar büyüktü ki, Naziler bu başarılarıyla övünmek için yeni bir fiil türetti: "Coventrieren" (Coventry'lemek). Bu kelime, "bir hedefi tamamen yok etmek, küle çevirmek" anlamında Alman askeri argosuna girdi. Coventry, sivil hedeflere yönelik topyekûn savaşın en acı sembollerinden biri olarak tarihe geçti.

1969: "SCE to Aux!": Apollo 12'nin Yıldırımlı Mucizesi​

İnsanlık, Temmuz 1969'da Apollo 11 ile Ay'a ilk kez ayak basmıştı. Ancak NASA için asıl sınav şimdi başlıyordu: Bu bir şans eseri miydi, yoksa tekrarlanabilir bir başarı mı? Sadece dört ay sonra, 14 Kasım 1969'da, Apollo 12 fırlatma rampasındaydı.

Ancak o gün hava, bir roket fırlatması için felaketti. Cape Kennedy, fırtına bulutlarıyla kaplıydı ve şiddetli yağmur yağıyordu. NASA, hava durumuna rağmen fırlatmayı ertelememe kararı aldı.

Fırlatma (11:22 EST) gerçekleşti. Devasa Saturn V roketi gökyüzüne tırmanırken, dev bir metal kütle olarak adeta bir "paratoner" görevi görüyordu.

  • Kalkıştan 36.5 saniye sonra: Devasa bir YILDIRIM, roketin tepesinden girip, ateşli egzozundan çıktı. Kapsülün içindeki astronotlar (Pete Conrad, Dick Gordon ve Alan Bean) parlak bir flaş gördü ve sarsıldı.
  • Kalkıştan 52 saniye sonra: Roket, tırmanmaya devam ederken İKİNCİ BİR YILDIRIM daha çarptı.
Houston'daki Görev Kontrol Merkezi (Mission Control) dehşet içindeydi. Kapsüldeki tüm yakıt hücreleri devreden çıkmıştı. Tüm uyarı ışıkları yanıyor, tüm alarmlar çalıyordu. En kötüsü, telemetri (veri akışı) tamamen çökmüştü; Houston'ın ekranlarına roketten sadece anlamsız "çöp" veriler geliyordu. Milyarlarca dolarlık görev, daha ilk dakikasında bitmek üzereydi.

İşte o an, tarihin en soğukkanlı müdahalelerinden biri yaşandı. Houston'daki 26 yaşındaki uçuş kontrolörü John Aaron, daha önce bir simülasyonda gördüğü benzer bir "garip" veri modelini hatırladı. Kapsülün elektrik sisteminin (Signal Conditioning Equipment - SCE) acil durum moduna alınması gerektiğini biliyordu. Kimsenin anlamadığı bir anda bağırdı:

"Flight, try SCE to Aux!" (Uçuş, SCE'yi Aux'a almayı deneyin!)

Kapsüldeki Komutan Pete Conrad'ın "SCE to ne?" diye sorduğu, ancak Ay Modülü Pilotu Alan Bean'in panellerdeki o küçük düğmeyi hatırlayarak hemen "SCE'yi Aux'a aldım!" diye cevap verdiği an, görevin kaderini değiştirdi. Alan Bean, düğmeyi çevirdiği anda, kapsülün tüm verileri Görev Kontrol'e geri döndü. Sistemler yeniden çalıştı, yakıt hücreleri tekrar devreye alındı ve Apollo 12, saniyeler içinde ölümden dönerek yörüngeye doğru tırmanışına devam etti.

Bu "SCE to Aux" komutu, NASA tarihine bir efsane olarak geçti. Apollo 12, iki kez yıldırım çarpmasına rağmen Ay'a ulaştı, "Fırtınalar Okyanusu"na (Oceanus Procellarum) mükemmel bir iniş yaptı ve Ay'daki Surveyor 3 sondasının parçalarını Dünya'ya geri getirerek Apollo 11'in bir şans olmadığını kanıtladı.

Peki sizce 14 Kasım'da yaşanan bu olaylardan hangisi (Orhan Veli'nin trajedisi, Coventry'nin yıkımı veya Apollo 12'nin mucizesi) tarihin akışını en çok değiştirmiştir? Yorumlarınızı bekliyoruz!
 
Bu Konuyu Okuyanlar (Toplam Okuyanlar 1)

KFN Haberleri

Üst